Pazartesi

Eğik Çizgiler

Bu akşam kandil..
Öncelikle hayırlı kandiller dileyerek başlayalım keza birazdan ben yine kelimelerimi kusacağım ve ortaya nahoş şeyler çıkabilir.

Üslup ve saygıdan bahsetmek istiyorum.
Öncelikle her birey her birey, hayvanlara hatta cansız varlıklara saygı duymak ve sınırını bilmek zorunda. Kimse kimsenin sahibi olmadığı gibi hükmetme yetisine sahip değildir.
Hele ki bağırmak, küfretmek, psikolojik ve fizyolojik baskı kurmak tamamen acizliktir. Hiç kimse kendi acizliğini ya da eziklik duygusunu başkalarının üzerinde kendini tatmin etmek için kullanamaz.

Devir değişmedi. İnsanlar değişti. Ahlak kavramı değişmedi, insanların ahlak anlayışı değişti. Kim bu elalem? Kim bu toplum baskısı?

Elalem ne der ya da elaleme rezil olduk cumlelerindeki elalemi bulunuz. Sonra dönüp kendi ahlaksızlıklarınızla yüzleşip önce kendi hesabınızı kapatınız. Temizlenin... Zor ama imkansız değil. Temizlenin ki kirletmeyin güzel şeyleri, iyi insanları.

Ne oldu? Üzüldünüz mü? Dünya sizin çevrenizde dönmüyor ve sizin üzülmeniz başkalarını üzebilme gücünü de vermiyor size.

Bencil olacaksanız, mutluluk bencili olun. Bağırmayın! çünkü bağırdıkça küçüleceksiniz. Hayat mucizelerle dolu ama daha ne kadar küçülebilirsiniz ki?

Kimse kimseden değerli değil. Mesela siz bayım, bu paragraflarda kendinizi bulduysanız evet size söylüyorum. Siz benden ve mutluluğumdan daha değerli değilsiniz. Siz benim için elalemsiniz ve ne dediğiniz umrumda bile değil.

kişisel bir sorunsal;

Bu günü. bu saati unutma. Çünkü ben unutmayacağım. Muhtemelen sen benden önce öleceksin. Ama bu an kalacak. Ve sen bu anın hesabını ödeyemeyeceksin. Benim gibi kırdığın onlarca yüzlerce kalbin hesabını ödeyemeyeceksin.

Ve evet.. Kötü diye bir şey var. En fenası da kendilerini doğru ve iyi zannetmeleri..

Bir de birey olamıyorsanız, insanlığınız azsa ve olumsuzluklar benciliyseniz lütfen üremeyin.
Toplumu sağlıksızlaştıran eğitimsizliklerinizle küçük insanlar yetiştirmeyin ve onları ego kusabileceğiniz, güç denemeleri yaparak kendinizi tatmin edeceğiniz dart tahtasına çevirmeyin.

Saygılar...

Elalem de sizsiniz, toplumun baskısı da. Ve siz doğruysanız(!) bırakın yanlışı eğik bir çizgi bile yoktur bu hayatta...

Perşembe

Zerre

Bazı akşamlar daha zor geçer .. Daha uzun..
Bu akşam da onlardan biri.
Bazı tarihler, bazı insanlar, bazı olaylar, bazı düşler ve bazı büyümüşlüklerle dolu bir akşam. Bir hikaye...
Kendinizi sevin, kendinizi sevemezseniz hiçbir şeyi sevemezsiniz. Ve burdan anlarız ki seçemediğimiz şeyleri de sevmeyi öğrenmeliyiz. Çünkü asla size dayatılan kimliğin dışında bir kimlik edinemezsiniz. Farkında olarak ya da olmayarak belki toplumun belki ailenin belki de sosyal çevrenin sizi yoğurduğu bir kimliğiniz olur aslında. Pozitif ya da negatif yönde. Ne olursa olsun, bu etkilendiğiniz hatta bu etkilerle derinleştiğiniz gerçeğidir asıl olan...
Şimdi bunları yazarken de ben, "Ve" bağlacının hükmettiği bir insan olduğumu farkediyorum. Cümlelerimi bitirmeye korkan bu yüzden de bağlaçlara sığınan biriyim belki de. Hem insanlar duyulmak, konuştuklarının da dinlenmesini isterler... Bir de üç nokta sorunsalım var ki.. kimden veya nerden miras kaldı bana bilinmez... bu da demek oluyor ki söylediklerim, söyleyemediklerimin yanında devede kulak, okyanusta su damlası, sahilde kum zerreciği...
Ne önemi var ki hepimiz zerreciğiz zaten dünya üzerinde..
Umarım bir gün birilerine dokunan, bir hikayeye yön veren, ayağa batan bir diken ya da bir yarayı onarabilen bir zerrecik olabiliriz.
Umarım bir gün bir zerrecik olarak bütünü değiştirebilir ya da dönüştürebiliriz...
Ben ve noktalarım şimdi parantez içine saklanmaya gidiyor.
İnsanların duygularını sakladıkları yerler gibi, güvenli ve ketum..